Bilindiği gibi toplu sözleşme ikramiyesi, sendikal mücadeleyle kazanılan ve sendika üyesi kamu görevlilerine hiç bir ayırım yapılmaksızın eşit tutarda ödenen bir mali haktı.
Hal böyle iken sendikal mücadele ortaklığı üzerinden sendikaları, sendikacılığı ve sendikacılığı değerli kılmanın değil aksine üye olunan sendika farklılığı üzerinden sendikal konumunu ve sendikalarının durumunu korumanın derdine düşen “ağa sendikacılar” ile “yetkili sendikalar” toplu sözleşme ikramiyesi sadece bizim üyelerimize ödensin ve/ya bizim üyelerimize daha fazla ödensin derdine düştüler.
6.Dönem toplu sözleşmeye koydukları “baraj” hükmü ile tarihçelerine koskoca bir “baraj” ekleyen bu nalıncı keseri mantıklı emek arsızları, hükmün Danıştay tarafından iptalinin “kendilerine yontma” devrinin bitimi olmaması için Kanuna dayanak ekleme telaşına girdiler.
Toplu sözleşme ikramiyesini sendikalaşmanın motivasyon aracı olmaktan çıkarıp, sendikal ayrışmanın fitili ve sendikal dayanışmanın katili haline getiren anlayış; sendika üyelerine “toplu sözleşme desteği” olarak kesinti tutarı kadar ödeme yaparken; %2 barajını aşan sendikaların üyelerine ise bu desteğin neredeyse üç katı tutarında “toplu sözleşme ikramiyesi” ödenmesine imkan veren bir dayanak hükmünü 375 Sayılı KHK içeriğine dahil ettirme mücadelesinde başarılı oldu.
O hüküm Anayasa Mahkemesi tarafından anayasaya aykırı bulunarak iptal edildi. İptal kararı da Resmî Gazetede yayınlandı.
Karar gereği; sendika üyesi kamu görevlileri arasında toplu sözleşme desteği ve toplu sözleşme ikramiyesi ayrımı sona erdi. Ve bütün kamu görevlilerine toplu sözleşme desteği ödemesi yapılmasına imkân veren bir hukuki durum oluştu.
Bizim üyelere “Toplu Sözleşme İkramiyesi” ‘ödensin, diğer sendikalara üye olanlara ödenmesin’ diyen yetkili Konfederasyon ve Genel Başkanı; yüzde 2 barajını ve ona iliştirilen ayrıcalıklı toplu sözleşme ikramiyesini iptal eden Anayasa Mahkemesi kararına tepki vermektedir.
Tekelci sendikacılık ortaklığının ürünü “baraj” ve “ayrıcalıklı sendika üyeliği” öngören 375 Sayılı KHK’nın Ek 4 üncü maddesinin ilgili fıkralarının iptali sonrasında emek ve mücadele hırsızı sendikalar; kusurlarını satacak yer ve kasıtlarını saklayacak zemin aramaya başladılar.
Telaşla yaptıkları duyuruyla birlikte, Anayasa Mahkemesini suçladılar. Yetkili konfederasyonun uyanıkları Kamu görevlilerine ve üyelerine mahcup olmak yerine Anayasa Mahkemesini mahkum koltuğuna oturtmaya çalışıyor..
Sendikacılığı kurnazlık alanı, sendikalılığı ise aidiyet kulvarı olarak gören anlayış; sendika üyeleri arasında ayırım yaparak örgütlenme cehaletini ortaya koydu. Yetkili konfederasyon titrini hak etmediğini ispat edercesine “ayırım devam etmeli” haykırışı içindeler.
Anayasa Mahkemesi kararı, sendikal yarışı adaletsiz sürdürme derdinde olanları engelledi.
Sendikal özgürlüklerin önüne set çekmek isteyen Konfederasyonun bu hatası Kamu sendikacılık tarihine kara leke olarak geçecektir.
Bu aşamadan sonra Anayasa Mahkemesinin sendika üyelerini düşük tutar tarafında eşitleyen iptal kararının etkilerini bertaraf için 375 sayılı KHK’nın Ek 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına “sendika üyesi kamu görevlilerine ilave 707 puan toplu sözleşme desteği ödenir” hükmünün eklenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bir an önce çalışma başlatmalı ve yetkili konfederasyonun mağdur ettiği kamu çalışanlarının mağduriyeti giderilmelidir.
#YENİSENDİKA